11 Mayıs 2010 Salı

Durum yazısı



Gerçekten garip bir durumdayım yani. Hayatımın en zorlu yorucu günlerinden biri biterken odama yeni geldim. Bu kadar b.ktan bir günden, herşeyin ters gitmesinden, etrafta evsiz gibi uyuklamadaan sonra odama yeni geldim. Dünden kalan doğumgünü pastamı yiyorum loş ışıkta. Bir de bahar şarkısı açtım yabancı. Şimdi siz de açın. Daha keyifli oluyor öyle. Evet. Sanırım bugün kanıma giren ilk glikoz bu oluyor. Kendimi soğuk bir bira şişesi gibi hissediyorum.

İçimde çok çalışmış didinmiş ve sonunda birşeyleri başaramamış olmanın verdiği gurur yatıyor bu gereksiz günün ardından. Çok çalıştığım da nadirdir ayrıca. Huzur da doluyorum . Kafamda enteresan düşünceler var. Mesela biraz önce uyurken arayan arkadaşım. Onun da günü çok yorucuymuş. "Bir arkadaşıma azcık küsüm ama sinirli de kalamıyorum insanlara" demiştim mesajımda. Aradı konuştuk. O da bozuktu arkadaşına. Dedi ki, bana sorma oğlum ben hala konuşmuyorum bunla. Hımm hadi ya dedim güldük. Ama baya hoş şeyler söyledi bana.

Pastamın içinde mum kalmış. Aa hadi şunu yakıp üfliyim. Zaten bohem takılıyorum. Çekmecem kitli olduğu için yakamadım mumu. Kibrit çekmecedeydi. Anlatayım; kapımız hep açık, ben de içine çok para koyduğum için bir kitleyeyim dedim çekmeceyi. Anahtar kayboldu tabii ki. Alt tarafı pasta olmuş muma böyle bakakaldım peçeteyle tutup. Parayı niye çekmeceye koydum. Çünkü cüzdanı shuttleda unutmuştum.


Her neyse repeatteki şarkının 70. çalışını dinlerken arkadaşımın sözleri aklıma geldi. "Bir arkadaşına çok değer verirsen onu affetmen zorlaşıyor" demişti. Haklı diye düşündüm, telefonu kapatıp kafamı toplayabildiğim bir anda. O an hangi ayda olduğunu bile bilmeyen biri bile küçük şeylere çok takabiliyor. Gerçi ben o kadar küsmemiştim, azıcık ama olsun. Bu arada o arkadaşın arkadaşı da ne taş kız biliyor musunuz? Neyse bu konuyla ilgili daha çok düşünemiyorum.

Kendimi neden bira şişesi gibi hissediyorum? Çünkü bilmiyorum. Belki o soğukluk duygusunu o veriyor diye bana. Miller iyi pazarlama yapmış. Kendimi her an ürperir gibi hisseder ya insan... O ne lan! Ne biliyim ben insanın ne hissetiğini. Ben hissediyorum işte. Bir de biranın o yabancı tadı var ya hani. Şekerli değil, tatlı tuzlu değil bir garip hissettiriyor. Bir de yanında Kanyondaki Gurme burgerden blue cheese burger yediğinizi düşünün. İyice bir yabancılaşma içinde olabilirim işte şu an kendime. Hayalet gibi vücudumdan dışarı çıkıp dolaşacağım sanırım birazdan

Bir de daha facebuku açamadım bile. Telefondan anca kim kutlamış bakabildim. Daha böyle rituel halinde kim ne demiş, sonra özlediğin insanları ara , cevap yaz. Facebook'ta bir tek wall'a yazmayı bilip onu da yılda bir kere böyle topluca yapmak hoş birşey. Bir de arkadaşım demişti ki, böyle seni üzen birşey olursa susup karşındakinin anlamasını bekliyorsan bunu ona söyle demişti. Ben öyle cümleler kuramam ki ama. Neyse kurarım belki.

Ayrıca acilen ateş bulmam lazım. Bu mum yanacak arkadaş! Aha kaloriferin arkasında kibrit buldum! Üfledim! İyi ki doğmuşum ben! Pasta mumunun kokusunu çok sevdiğinizi farketmiş miydiniz hiç? Eğer kafamı toplayabilirsem, büyük, ünlü türk düşünürü Polat'ın dediği lafı düşüneceğim birazdan. "Sonunu düşünen kahraman olamaz" mış.


Hala çok iş var yapacak. Ben de, sembolik olmak gerekirse, böyle oturmuş buharlaşmayı bekliyorum birazdan. Hafifledim yine. Yeşil çay mı içsem?

Hıhı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder