24 Temmuz 2010 Cumartesi

Meriç Olmak 2



Evet, konudan çok sapmayalım anlattıklarım genel hatlarıyla kadın erkek dostluğunun(k.a.d.) içeriğiydi. Kime sorsanız söylerdi bunu. Peki bu mümkün olabilir mi güzel kardeşim? Ateşle barut yan yana durur mu; diyorlar ya. Ha bakın gerçekten de doğamız gereği birbirimize beslediğimiz ana dürtü dostluk değildir. Lakin bu işi toptan kanka ayağı g.t ayağı olarak algılamanın malca olduğunu düşünüyorum. Ve bunu örneklerle açıklayacağım. Lafı kızlarla(karşı cins yani) nasıl normal biçimde arkadaş olabilirize getireceğim.

Elimizde 3 arkadaşımız var. Bunlar benim uzun soluklu, çok üst seviye diyebileceğim 5 tipten 3ü oluyorlar. Onların dışında da çok iyi arkadaşlarım var tabi ama bunlar üzerinde gidelim şimdilik. İsim de vermeyelim şimdi. Bunlara, Pırasa, Çilek ve Çilek 2 diyelim!


Pırasa: Gerçekten en yakın dostlarımdan biridir bu pırasa. Onunla hayatımdaki her şeyi paylaştım. Kısacası çok severim, öyle böyle değil. Onunla ilgili anlatılacak çok şey var ama yerim yok o kadar. Nasıl daha da yakınlaşamıyoruz peki? İlk olarak kızımız çok iradeli ve ilkeli. Bakın bu önemli. Eğer kız erkek dost olacaksa, arada kendini tutacak arkadaş. Çünkü illa ki bir zaman bir yerlerde elektriklenme oluyor işte. İlkeli iradeli olacaksın. İkincisi, üzgünüm ama kendisi benim, boy alt sınırımın biraz altında olduğu için zaten hani aramızda pek bir şey olması söz konusu değil. Kız güzel, peşinde habire tipler dolanıyor ve aşk meşk konusunda benden çok daha başarılı. Ama bende de böyle bir manyaklık var. Sanki basket takımına adam seçiyorum! Eğer burayı okuyorsan, üzgünüm canım ama 15 cm uzun olsaydın belki daha farklı olabilirdik (dil çıkartan smayli). Üçünücü durum biraz kişiye özel, maalesef kendisi biraz bacıdır. Bildiğin bacı! Ona söylerim hep insanların bacısı olma diye. Beni dinliyor ve önlemlerini alıyor kendisi. Şimdi Avrupa’dan geldiğinde gelişmelerini göreceğim diye umuyorum. Son olarak biz biraz fazla laubali olduk bundan sonra zaten zor. Gördüğünüz gibi net biçimde dost olabiliyoruz.


Çilek: Çilek dediğimiz arkadaşım çok özel bir insan. Hastasıyım! Ya onunla ne böyle fazla laubali oluruz, ne de 1 buçuk saat telefonda dertleşiriz. Ne o beni ağlayarak arayıp derdini anlatır, ne ben ona pis erkek esprileri yaparım. Bunun yerine ne yaparız? Deli gibi güzel vakit geçiririz. Çok güleriz. Gülmezsek, çok somurturuz. Öyle boş boş bakarız mesela okul zamanları. Her türlü gereksiz muhabbeti de ederiz. Sıkıntılı oluruz. Dertleşiriz de. Derin şeyler de anlatırız ama çok derine inmeyiz. Derine inmemiz şöyle olur. Bir şey anlatırken arada bir bakışır gülümseriz. O yeter. Öylece o yukarıda anlattıklarımı( telefonda dertleşmek gibi ). kompanse etmiş bile oluruz. Manyaklık işte. İkimiz de biraz zoruzdur ama geçinip gideriz. Gerçi daha biraz daha laubali olma potansiyelimiz var hala. Her neyse nasıl böyle iyiyiz peki biz? Bu kardeşimle de öncelikle harbiden biraz kardeş gibi olduk. Sürekli birlikteyiz. Oraya buraya, her yere birlikte gittik ve biraz öyle oldu. Fiziksel yakınlaşma falan da sarılma vb. şeklinde olmuştur yani ama bir durum yok. Bence buradaki en önemli etken, onun çok fazla kafa bir kız olması. Ay, yok biz çok beraber takılıyoruz şöyle olur. Ay bana baktı böyle olur, yok kızda. Doğuştan rahat. Öyle modernite falan değil bildiğin kişilik meselesidir bu. Yani hiç öyle garip

garip davranmalar olmaz öyle. Hepten, demeyeyim ama kız triplerini aldırmış! İkinci olarak, bu arkadaşımız hiç sevgilisiz kalmaz. Maşallah birini bırakır 15 gün sonra yenisini bulur. Bu da rahat bir şey tabii. Çok yakınlaştık ay elektriklenme oldu mu acaba, ya dostluğumuz azalırsa; gibi sorular olmaz kafanızda. Tabii en yakın arkadaşların sevgilisiyle kafa bulma olayı da oldukça eğlencelidir. İşte size yaşanmış bir diyalog. (üzgünüm Çilek’ciğim sen bize bakma. Valla bakma.)

Y: Abi tipe bak çok başarısız ya! Şu kıza söyler misin yakışıklı adamlarla çıksın! Önce sörfçü sonra bu!

C: Yok be abi iyi çocuğa benziyor. Hmmm. İki dakkada bitirdin herifi lan yerin dibine soktun. (güler)

Y: Ya abi bu adam bu kızı nasıl tavlayabilmiş? Ya gerçekten çok merak ediyorum yani.

C: Klasik abi, biraz büyüktür. Kesin olgun erkek ayağına yatmıştır. Biraz da kültür-mültür. Ben Çilek’ciğimi bilmez miyim, Feriköy sazanı gibi cumburlop atlamıştır. Hayatta acımaz.

İkisi birden: Hahaohaohaohahaoa

Evet maalesef bizler de arasıra dedikodu yapabiliyoruz.


Çilek 2: Son örneğimiz yaratıcı adıyla Çilek 2. Bu arkadaş işte yukarıdaki Çilek’in aksine triplere girmeye çok müsaittir. Bu biraz anti örnek olacak sanırım. Kendisi en ufak bir şeyde, ne yani sen ne demek istedin şimdi falan triplerine girmekte ustadır. En eski ve en köklü arkadaşlarımdan olduğu için her şeyimi bilir idi. Artık pek bildiğini söyleyemem. Belki de benim gerçek Meriç’im oydu. Etrafımda birileri olduğunda Çilek 2’ye kesin gıcık olurlardı. Ben de onun erkek arkadaşlarına hiç ısınamadım. Ben de onun Meriç’i olabilirim sanırım. Ama gerçek dost olmaktansa, eski dostum olarak anılacak gibi duruyor kızımız. Ha ayrıca biz bu kardeşimle bir gece az daha yatıyorduk da. Kız sağlam güzel çünkü. Hani sağlam güzel ve içki falan içince sapıtmıştık bir keresinde baya. Ama bu ondan önce de bir havalardaydı. Her neyse garip işte aramızdaki ilişki. Gerisini samimi bir şekilde hayal gücünüze bırakıyorum. Kafanızda kurduğunuz öykü doğrudur büyük ihtimalle sevgili okurlar. Çocukluktan alarak başlayabilirsiniz. Başı, sonu, aynen, detaylarıyla nasıl kurduysanız öyledir yani. Biraz tipik bir hikaye bizimkisi.

Bu da böyleydi. Ya bu arada ne olur gidip karşı cins dostunuza “sen lütfen üzülmee oki ?!?" falan gibi mesajlar çekmeyin. Eğer öyle şeyler yapacaksanız zaten gidin buradan.

Tatlı rüyalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder